Bloglar arası röportaj

Selamm millet..
Sevgili kralicemizin (prensesin annesi :) )  yani Annesinin prensesi blogunun sahibesi güzel arkadaşımızın başlattığı bloglar arası röportajlar dizisinde bizim bölüme geldi sıra.. Hadi yine iyisiniz, bence pek faideli oldu bu yazı: )

Benim kura eşim aynı zamanda adaş çıktı, hoş bir rastlantı oldu :))

Bana bu kuranın ilginç gelen diğer bir yanı da, bu eşleşmenin iki farklı ama benzer ucu birleştirmiş olması.. Benim oğlum geriden geliyor, diğer blogger annenin kızı ileriden gidiyor, ama ikisi de özel ve güzel: )

Henüz tanımıyor iseniz lütfen vakit ayırın ve uğrayın. Yaratıcı etkinliklerine bayılıyorum ben bu güzel annenin..
Üstün zekalı kızı sonrası bir de 2.5 yaşında oğulcuğu var ve oğlu ile yaptığı etkinlikleri atlamayın kaçırmayın deneyin..
Tabii ki sadece etkinlikler için değil blog tavsiyem, kesinlikle bilgilenmeden çıkamayacağınız bir blog..
Benden söylemesi..
Peki kim mi..

Tabii ki Üstün zekalılar da var dan bahsediyorum..

Buyurunuz efenim, sizi keyifli sohbetimize ortak edelim..
Benim sorduğum sorular ve aldığım harika cevaplar..

1-Çoğunlukla her anne üstün zekalı bir çocuğu olsun ister. Peki ya bu hayatın içinde olmak nasıl, zorlukları var mı? Duygusal olarak nasıl bir süreç yaşadınız?

Şöyle söyleyeyim ikinci çocuğuma hamile olduğumu öğrendiğimde normal olması için dua ettim. Tabi ki hamile olduğunu öğrenen her anne gibi sağlıklı olması en önemli dileğimdi. Ama kızımla çok yorulmuştuk. Böyle söylediğim için beni nankörlükle suçlamayın lütfen. Ama özel eğitim gerektiren ( bu ülkede olmayan) ve zor mutlu ettiğiniz çocuklar gerçekten çok yorucudur. Kendinizi aşırı yetersiz hissedersiniz. Maddi-manevi çok zor zamanlar sizi bekliyor olabilir.
Duygusal olarak hem anne baba olarak biz hem de kızımız  zor zamanlar geçirdik. Psikolog ve Psikiyatristlerin resmen  kapısını aşındırdık. Şimdi 13 yaşında ergenlik başlamış olmasına rağmen  hayat bizim için daha kolay. Hala peşinden koşuyoruz halen çevresinde dönüyoruz ama artık yaşının getirmiş olduğu olgunluk kendini göstermeye başladığı için daha rahatız diyebilirim.(çoğunlukla diyelim J)
Evet üstün zekalı bir çocuğunuz olması söylerken,düşünürken çok gurur vericidir. İlk öğrendiğinizde sizde kendinizi özel hissedersiniz. Komik bir şey aslında. Özel olan siz değil çocuğunuz ama bu his önce bedene bir yayılır. Geniş bir tebessüm şeklinde yerleşir. Hemen akabinde eee napıcam peki,nasıl davranmalıyım  düşünceleri yerini alır. Sonra her şeyin toz pembe filan olmadığını gördüğünüz dönem gelecektir. Okul bulamazsınız, öğretmen ararsınız. Öğretmen çocuğunuzu sorunlu görür, anlatmak istersiniz dinlemez. Arkadaş problemleri başlar. Onlarla uyuşamaz ve anlaşamaz. Hep büyüklerle olmak ister. Yeni hastalık isimleri öğrenirsiniz. Otizm nedir, asperger sendromunun özellikleri sizin çocuğunuza uyuyor mu yoksa DEHB mi?
Çok uzatmak istemiyorum. Demek istediğim hayatınıza bir çok yeni zorluk katılır. Tabi ki güzellikte.
Özel bir çocuk farklı bir hayat gerektiriyor.

2- Çevrenin bakışı, hayatınızda yapmanız gereken veya gerekmeyen değişiklikler neler oldu? Her açıdan anlatırmısın, belki de her şey güllük gülistanlık...
Çevrenin bakışı  olmadı çünkü çevreye söylememeyi tercih ettik. 1. Derece akrabalar dışında kimseye hiç bir şey söylemedik. Uzmanlar bizi bu konuda uyarmıştı eğer çevreye söylerseniz bir beklenti dalgası oluşur çocuğun her tür başarısı az gelir dediler. Neticede bir çocuktu. Onu yormak ve kendimizi de üzmemek için bu şekilde davranmayı uygun gördük.
Hayatımızda bir çok değişiklik yaptık tabi. Bir kere onun gittiği her okula göre taşındım. Çok istememe rağmen 2. Çocuğu yapmadım bekledim. 11 yaş var çocuklarımın arasında. Bunun nedeni de ikinci gelirse kızımla yeteri kadar ilgilenememek ve onu ihmal etme korkusuydu.
Her şey güllük gülistanlık değildi tabiki ama hayatta güllük gülistanlık değil zaten. Çocuklarımı büyütürken bu süreçten şikayet etmek yerine keyif almaya çalışıyorum. Biliyorum ki zaman çok çabuk geçiyor. Aaa bu daha dün doğmamışmıydı diyeceğim günler çok yakın. O yüzden her yaşın her zorluğun her güzelliğin elimden geldiğince tadına varmaya çalışıyorum.


3- Hamilelikten itibaren omega 3 folik asit vs. Aldım, eğitici kitaplar aldım, oyuncaklar aldım ama benimki neden üze değil diyen bir anneye söyleyebileceğin bir şey var mı?
Aslında süreç tam olarak böyle mi işliyor uzmanlarda  emin değiller. Zekanın bir kısmının genetik olduğu kesin tabi, ama öğrenmeye dayalı olan çok büyük bir kısmı olduğu da kesin.  Bir keresinde zekanın %20 sinin genetik %80 ninin öğrenmeye dayalı olduğunu okumuştum. Tabi yüzdeler ne kadar doğru bilemiyorum ama öğrenme çok önemli bir kavram.  Zekayı beslemezseniz köreleceği kesin.
Anne ve anne adaylarına söyleyebileceğim şey,  üze lafına takılmadan çocukları ile ilgilensiler. Onlarla oyun oynasınlar, kitap okusunlar, dağ bayır gezsinler, yerlerde yuvarlansınlar ve hayatın tadını beraber çıkarsınlar. Karşılığını mutlaka alacaklardır.

4- Söylemek istediğin bir şey var mı? Ne olursa... bloglara dair, çocuklara dair, kendine dair...
Aslında her zaman söylemek istediğim çok şey vardır. Lafım sözüm pek bitmez. Konuşmayıda severim yazmayıda. Zaten blog açma kararlarımın başında da bu neden geliyor. Hazır beni dinleyecek birini bulamazsam bile oh yazıp rahatlarım JAma konunun dışında çıkmadan bitirmek istiyorum. O yüzden üze çocuğu kendime göre tanımlamak istedim. Öncelikle söylemek isterim ki bu çocuklar gökten zembille filan inmediler. Kutsanmış falan da değiller. Oyüzden anne ve babalar abartmayın, çocuğunuzun her şeyi mükemmel yapmasını filan beklemeyin. Onlar sadece çok çabuk anlıyor ve çok çabuk öğreniyorlar. Bu durum hayatlarını akademik anlamda çok kolaylaştırsa da manevi olarak bir takım sorunlara sebebiyet verebiliyor. Zeka ve beden yaşı birbirinden farklı olduğu için kendilerini kısıtlanmış ve anlaşılamıyor hissediyorlar. Bu sebepten üze ailelere çok iş düşünüyor. Önceliğiniz çocuğun akademik başarısı olmamalı, önceliğiniz çocuğun mutluluğu olmalı. Onu anlamaya çalışmalı ve  gerektiği yerde  destek almaktan kaçınmamalısınız.
En önemliside onun bir çocuk olduğunu unutmamanız. Çok zeki olması çok çabuk öğrenmesi onun yaramazlık yapmayacağı, uysal olacağı ya da uyumlu olacağı anlamına gelmiyor. Aksine anlaşılmama duygusu ile çok  hırçın, uyumsuz ve inatçı olacağını aklınızda tutmalısınız.
 Bol sabırlı günler diliyorum.

Güzel annecik, sevgili adaşım, bu.güzel röportaj için teşekkür ederim..

Sevgili blog dostlarım, 

Yazının başlarında bahsettiğim harika etkinliklerdenyaratıcın birisinin fotoğrafı ile bitiriyorum yazımı..
Dipnot, kardeşi de ablasindan geri kalmaz dedim, istemedi annesi :))

Sevgiyle...

Buzdolabı magneti haline getirilen eski yapbozlar..