Ana içeriğe atla

2 kere 2 her zaman 4 etmez (uzun yazı)



Görsel pek güzel açıklıyor beş de olabilir pek ala :)
Veya log4 te 1 eder..( Düzgün yazamadım burada  kasıt dört tabanında dört :) )
Gibi...


O zaman niye değişkenleri hesaba katmadan konuşur ki insan...

Daha çok yeni, bir blogta yorumlarda doktorları savunmuştum. Tabi ki hepsi bir değil ama diyerek..

Bugün kendim de birisinden.şikayetçiyim, yalan dünya :)))



Dün Ertuğrul umu hacettepe çocuk hastanesine götürdük. Önce psikiyatri sonra nöroloji..

Psikiyatri doktoru pek şekerdi. Dilşat hanım.. Yarım saatten fazla zaman ayırdı bize ki devlet hastanesinde zor malum..
Şimdiye kadar yaptırdığımız testleri koyduğum dosyayı didik didik etti, ertuğrul u inceledi. Son oturma ve yürüme çabalarını çektiğimiz videoları izledi.. Çok güzel ilgilendi. Dinledi, sorularıma hepsine üşenmeden cevap verdi.

Nörolojik bir sıkıntı olduğunu sanmıyorum, kaygılı ürkek bir çocuk,inadını yeneceğiz bir şekilde; ama yinede bir konsültasyon isteyelim dedi.. Hatta hemen öğleden sonra kontrol edilmemizi bile ayarladı..
Buradan doç dr dilşat foto özdemir e tekrar teşekkür ederim... O görmez muhtemelen de belki kimdir diye arayanlar görür: ))

Psikiyatri randevusu sabah saat 9 da idi.. Biz 7:30 gibi uyandık.. Ertuğrul um gece çok geç yatmıştı yine,kendisi uyanmadı ben uyandırdım. Oğlum anasının oğlu , kendi iradesi dışında uyanınca huysuz oluyor..

10 gibiydi sanırım psikiyatri de işimiz bittiği zaman, hatta daha geç. Ertuğrul o saate kadar bir şey yiyemedi. Kan falan isterse diye evden yemeden çıkardım.

Orada kaşık tabak olur kantinde düşüncesi ile yanıma almamıştım. Kaşık yokmuş.. Karton bardakta hep hazırladığımdan daha katı hazırladım mamayı,plastik çatalla yediği kadar..

Nörolojiyi beklemek için çıktık yukarı... Ertuğrul um bebek arabasında uyuyamıyor,bekleme koltuklarına yatırdım koltuklar sert kafasını vurdu.. Omzumda uyudu.. Uyudu uyumasına ama ennnn fazla 15~20dakika.. Çalışanlar sağolsunlar kapıları çat pat kuutt kapattıkları için uyandı kuzum..

Sonuçta saat 14:00 deki nöroloji kontrolüne girdiğimizde Oğluşum aç,uykusuz,yorgun bir halde idi..yavrum hasta muayene sedyesini gördüğü gibi uyumaya çalıştı. Hazır yumuşak rahat yer haklı kuzumm.. E tabi ben de uyutmamaya çalıştım sağına soluna reflekslerine vs bakacaklar ...

Önce asistan ablası anamnez aldı. Hamilelik nasıldı,doğum nasıldı,bugüne nasıl geldik şikayetimiz vs.. Allah var kız çok güzel ilgilendi.. O da dosyamızı didik didik etti.. Her ayrıntıyı not aldı. Hem biopsiden önce tek ellle tutunca nasıl yürüdüğüne baktı videodan hem şimdiki yürüme ve oturma çabalarının videolarına.. Bir üstü abisini çağırdı.. O daha bilgili tabi, biraz daha ekstra şeyler sordu, videoları izledi. Hatta şimdiki yürüme çabasında iki eli de tutuyor olsak da öncekine göre daha iyi gözüktüğünü söyledi..
Ikisi aralarında konuşurken yapılacak her şeyi yapmışlar zaten,güzel yerlere de gitmişler nörolojik bir sıkıntı yok gibi dediler..
Sonra yrd doç hoca geldi. Gerekli bilgiler ona anlatıldı. Bütün anamnez ve bilgiler.. Son videosunu şöyle bir göz ucu ile izler gibi yaptı.. Bi emar isteyelim ama genetik sonucu çıksın öyle yaptırsınlar dedi.. Genel  olarak buraya kadar büyük bir problem yok. Hiç şaşırtmadığı bir şekilde öğrencileri kadar ilgili ve güler yüzlü değildi tabii ki.. Ama bu alışıldık bir durum. Suratsızlık çok taktığımız bir şey değil işini iyi yapsın da..

Annem " şimdi bir de bana anlatın doktor bey. Kızım tamam sizin dilinizden anlıyor ama ben anlamıyorum. Benim oğlum iyi olacak mı " dedi.
Dr " hiç bir zaman normal olmayacak tabii ki " dedi.. Annem orada bi çöktü..
"Hayır en azından kimseye muhtaç olmayacağı bir hayat yaşayabilir dimi " dedi..
Dr "eldeki verilere ve görünüşüne bakarsak bu çocuk hep size muhtaç olacak, ne yürüyor ne konuşuyor,ben bu çocuk toparlar diyemem " dedi...

Halimizi düşünebiliyor musunuz...

Tabi "daha tanısı koyulmuş bir hastalık yok, neyi olduğunu bilsem beş sene sonra yürür veya on sene sonra ölür bişey söylerim ama şu an bir tanı koyulamamış durumda. Yapacak söyleyecek bir şeyim yok.. " da dedi...


Ben bir dişin çekileceğini söylerken bile yumuşatmaya çalışıyorum, karşımdaki doktor veya sağlık camiasından olsa da yapıyorum bunu. Ne kadar önemsemiyor gözükse de veya işin içinde olsak da insan vücudundan bir parça olarak görüyor ve koparılmasını kabullenemiyor çünkü..

Dün dr bey sağolsun, pat pat yüzümüze sürekli bize muhtaç bir oğlumuz,canımız olduğunu söylemeye hiç çekinmedi..

Evet henüz bir tanı yok. Tanı olmadan iyileşir veya iyileşmez diyemez kimse bunu ben de biliyorum.. Ama bunu söyleme tarzı daha farklı olabilirdi sanki..

Eldeki verilere göre asla normal bir insan olamaz demek yerine ; şu an bir tanısı yok, ne desek kandırmak olur, ama siz elinizden geleni yapıyorsunuz yapmaya devam edin gibi bir cümle kurabilirdi bence..

Birisinde insani çökerten dibe çeken bir ruh haline sokuyorsun, diğerinde evet haklı ne desin ki diyebiliyor karşındaki..

Üstelik bundan bi cacık olmaz dediğin çocuğu sadece bir kere görmüşsün.. O da görmek denirse.. Çocuğa hiç bakmadan, gösterilen son durum videosuna göz ucuyla bakarak..

Yaptığı sadece matematiksel bir toplama yapmak.. Fark ettiğim kadarı ile bu çocuk hareketsiz, bir ilerleme varmış durmuş, testlerden birşey çıkmamış,tamam bu çocuk engelli..

Arkadaş bir dinle, bir düşün, incele..

işte burası iki kere dört eder mi etmez mi kısmı..

Evet şu anda yürümüyor, oturmuyor ama yapamadığı için değil . Kendi öğrencin ve sana konsulte eden dr arkadaşın da söylemiş sana kaslarda problemi yok. Kendin de söylemişsin nörolojik bir problemi yok.. Evet konuşmuyor ama derdini bir şekilde anlatıyor ve her şeyi anlıyor..

Neye göre güvenerek umutları kırıyorsun ki..

Üstelik şimdiye kadar gittiğimiz hiçbir doktor böyle bir iddiada bulunmadı. Hatta keyfini bekliyoruz pasamızın bir şeyi yok yürüyecek konuşacak annesi dedi nöroloji profesörü.. ( yrd doç u küçümsemek haddime değil elbet bir uzman dt bile değilken ama yine de .. )

Belki kendimi kandırıyorum, kabullenmek istemiyorum, gerçek adamın söylediği..

Ama evet inanmak kabullenmek istemiyorum..

Tıp tek düze bir olay değil ki. Her insan ayrı bir vaka, her vaka ayrı bir olay..

Üstelik henüz kendisinin de söylediği gibi bir tanı yok. Bir hastalık olsa belli olan ve o hastalık evet bağımlılıktan kurtulanlar olmayan bir hastalık deseler, peki inanayım kabulleneyim..

Şimdiden niye kendimi de oğlumu da umutsuzluğa sürüklemesine izin vereyim ki.. Kimsecikler kusura bakmasın..

İki adımda dinlenmek için veya istemediği için kendisini yere atıyor olsa, gövde kontrolü zayıf da olsa aylar sonra tekrar yürüme çabaları başladı mı, başladı.. Ben bu çocuğun asla yürümeyeceğini düşünemem..

Sadece canı istediği zaman da olsa kulağının burnunun yerini sorunca gösteriyor mu, neyi istediğini gözüyle hatta uzanıp alarak söylüyor mu, ben bu çocuğun asla konuşmayacağını düşünemem..

Onunla oynarken başka yöne bakarsam eliyle tutup kendisine çekiyor, kahkalar atıyor mu, yabancı birisini görünce boynuma koynuma saklanıyor mu.. Hatta ben üzgün olunca hissedip, gözümün içine bakıp güldürmek mutlu etmek için çabalıyor mu,ben bu çocuğun sosyal yönünün zayıf olduğunu düşünemem..

Kimsenin düşünmesine ve beni buna inandırmaya çalışmasına da izin vermem..

Bir kere yapabildi ise, tekrar yapacak benim oğlum Allahın izni ile..

İnşallah ileri genetik testten de bizi hayal kırıklığına uğratacak bir sonuç çıkmaz..

Öyle işte..

Kurban olsunlar benim oğluma onlar..


Yorumlar

  1. O kisi ben oluyorum.VİCDANIN NERDE DOKTOR ? İşte tamda anlatmak istediğim buydu malesef :(Doktorun iyisine denk geldigmzde sükrediyoruz oysaki hepsi iyi olmalıydi.

    Bu ne bicim bir doktor insan kanser hastasına bike ölücek diyemiyor.İçi sızlıyor.El kadar bebeğe sen nasıl utanmadan sklmadan pat diye söylersin :( sen bakma onlara Rabbim çok büyük inan ve dua et.Hatta edelim :(

    YanıtlaSil
  2. Terbiyesiz herif!

    Heralde o da uykusunu alamamış ya da aç. Anca bir çocuktan beklenecek ilkellikte davranmış çünkü. Mutsuzluktan ölecek bazı meslek sahipleri var. Bunlar bazen doktor, bazen memur, bazen de şoför olarak karşımıza çıkarlar.

    Ah şapşik annecim. Nasıl sabırlısın. Ertuğrul'un arkasında kapı gibi sağlamsın. Sen bunları çiğ insanlar olarak gör, inandığın yolda devam et. Çünkü bu yolda ilerliyorsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel söyledin " Mutsuzluktan ölecek bazı meslek sahipleri var. Bunlar bazen doktor, bazen memur, bazen de şoför olarak karşımıza çıkarlar. ".. Aynen öyle..
      Teşekkür ederim bu arada :)

      Sil
  3. Doktora verecek bir iki psikolog numaram var. Gerçi hödük diyerek suratına kapı çarpmak daha cazip geldi, dur bi gidip öyle yapayım!

    Oğluşunu en iyi sen bilirsin,fotoğraflarından gördüğüm kadarıyla bence gayet cin gibi bir oğlan, her şeyi de yapacak annesi, hele ki yanında sen olduğuna göre.

    YanıtlaSil
  4. Bir an kendi annem geldi gözümün önüne böyle bişeyi bir doktordan duysa nasıl olurdu diye nasıl çökerdik nasıl üzülürdük kalbim sıkıştı resmen, kimi insanlar vicdanını kaybediyor zamanla belki de hep öyledirler ben kendimi kandırıyorum Allah ıslah etsin yazıklar olsun o doktora
    Bence de Ertuğrul iyi olacak biraz yoruldu belki de ondan korktu bişeylerden biraz mola verip devam edecek kaldığı yerden çok daha iyi olacak kuzum benim
    Umudumuzu elimizden alamazlar alamayacaklar sonuna kadar mücadele en iyisi için
    Allah yardımcımız olsun ❤️

    YanıtlaSil
  5. Sen kendine ve Ertuğrul'a inan annesi yılların taş ettiği yüreğe sahip kimseleri de boşver hiç dikkate alma 😊. Her şey güzel olacak ben öyle hissediyorum çünkü sen o kadar güçlüsün, umutlusun ve savaşçısın ki böyle bir anneye sahip olduğu için Ertuğrul çok şanslı inan bana. Sen sımsıkı sarıl Ertuğrula sadece yorulduğunuz vakitler de beraber kıracaksınız çünkü bütün inatları. Bak ne güzel diyor diğer aklı selim doktorlar yoruldu biraz paşamız az biraz dinlensin elbet yürüyecek, elbet konuşacak sadece keyfinin gelmesini bekliyoruz. O da olacak inşallah keyfi de gelecek, yürüyecek te, konuşacak da bir kere yaptıysa bir daha yapacak kurban olsunlar onlar paşamıza 😊❤

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu konuda sen de bir şeyler söylemek ister misin ? Haydi durma sen de fikrini söyle :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Synacthen Depot 1mg Ampul

Şimdi diyebilirsiniz bu nasıl bir yazı başlığı.. Başlık değil ilaç adı.. Haklısınız da.. Amacım bu ilaç hakkında yazmak..İlaç nedir , nerelerde kullanılır, bizimle alakası ne; ne tür etkileri var.. E bunların hepini bir başlığa sığdıramayınca ilacın adı en iyi başlık oldu :D Önce teknik bilgilerden başlayalım.. Nedir bu synacten.. Synacthen depot 1mg ampul kas içine yapılan bir enjeksiyon.. " Kabadan " iğne.. Böbrek üstü bezlerinin çalışmasını sağlayan bir ilaç. Böbrek üstü bezi çalışıyor mu diye test için de kullanılıyor. ACTH -adrenokortikotropik hormon  takviyesi..Vücudun kendi ürettiği steroidlerin artırılması ilk hedef genel olarak. Kortizol , glokokortikoid, mineralokortikoid, androjen.. Ülseratif kolit, crohn, romatizma, kanser gibi hastalıkların yanında bazı nöbet çeşitlerinde de kullanılıyor. Dünyada ESESS tedavisinde birincil tercih ACTH takviyesi.  Ayrıca diğer epilepsi türleri ve otizm için de kullanılıyor. Biz ESESS için kullanıyoruz.

Ayak bağı kesme

Fotoğraf alıntı.. Selam kizlaarrr.. Simcik şöyle bir durum mevzuu bahis.. Malumunuz benim minnak bir miktar geriden gelmekte..21 aylık henüz yürümedi. Başka şeyler de var tabii dee, bu yazının konusu geç yürüme~ yürüyememe..

Reflu ah reflu...

Ertuğrul doğduğu günden beri reflu sorunu yaşıyor. Biz hep patalojik bir reflu dedik ama doktorlara anlatamadık. Biz de de hata var gerçi, çocuk gastroentroloji ye gitmedik hemen.. 4 ay bittiği sıralarda kilo persentili artık %2ye kadar düşünce yeter dedik gittik.. Gastrotuss baby diye bitkisel içerikli ve zor bulunan ithal bir şurup yazdı doktor. Firma ile iletişime geçip yakın eczanelerden birisine göndermesi ile ulaşabildik ilaca. Hemen etkisi başladı. Kusmalar ciddi oranda azaldı, hatta gaz sancıları bile azaldı. ( aslında çocuğun midesi yandığı için kıvranıyor biz de gaz sanıyor idik muhtemel)