Anat Baniel- 9 Temel Esas (2)

Anat Baniel metodu irdelemeye devam edelim.. Anat Baniel metod nedir ve ilk üç esas neler merak ederseniz serimin ilk yazılarına şu linklerden bakabilirsiniz :)

anat baniel metodu
Anat Baniel Metodu -9 Temel Esas (1)

Anat Baniel Metodu olarak geçen bu yaklaşımda savunulan esasları bir hatırlayalım:

 * Dikkatle yapılan hareket
 * Yavaşlık
 * Çeşitlendirme
 * Daha az güç kullanma
 * Coşku
 * Esnek hedefler
 * Öğrenme Şalteri
 * Hayal gücü ve düşler
 * Farkındalık


Sonra da esasları kaldığımız yerden incelemeye devam edelim :

 * Daha az güç kullanma

Bir şeyi yapmakta zorlanmak demek ondan kaçmak istemek demek.. Yapmak istememek, kendini kapatmak.. (Evet belki bazı hırslı yapılar için böyle değildir olabilir ama genelden bahsediyoruz ;) )

Beyin yeni bir şey öğrenmek için rahat olmalı, mutlu olmalı .. Bunun için de gereğinden fazla yorulmamalı diyor anat..

Verdiği örnekler çarpıcı geldi bana..

Kalabalık ve gürültülü bir ortamda, arkadaşınızla konuşmak istediğiniz zaman siz de sesinizi yükseltmek zorunda kalırsınız. Sesinizi yükselttiğiniz zaman da sevinç hüzün heyecan vs duygularınızı yeterince belli edemezsiniz. O gürültü içinde anlaşılmaz..

veya..

Ağır bir koli taşıdığınızı düşünün. Üzerine bir kalem koysanız bunu hissetmezsiniz.. Oysa elinizde bir kağıt varken üzerine aynı kalemi koyarsanız bu ağırlık farkını hissedersiniz..

İşte bu durum, beyindeki aşırı yüklenmenin hassasiyeti azalttığını gösteriyor.. Beyindeki hassasiyet azalınca dikkat azalıyor, dolayısı ile yeni bağlantı kurulması güçleşiyor...

Fazla gürültülü bir ortamda kendini kaybeden çocuklar, parlak ışıkta sinir krizi geçirenler vs.. Hep bu aşırı yüklemeden..

Bir konuda zorlandığını hissediyorsanız durun.. Yaptığınız şeyi veya yapış şeklinizi değiştirin.. Bazen duruşu değiştirmek bile işe yarayabilir.. Örneğin kollarını kaldırmasını istiyorsunuz, ayakta iken çok zorlandı ise oturduğu yerde yapmasını isteyin..Ya da iyice tam yukarı kaldırmasın da önce öne doğru kaldırsın..  Gibi..

 * Coşku

Sevinin.. En ufacık bir yenilikte bile sevinin..Yürümesini konuşmasını beklediğiniz bir çocukta ufak bir mimik artışını gözden kaçırmayın.. Anlamlı bir bakışı göz ardı etmeyin.. Sevinin.. İçten gelerek, gerçekten sevinin..

Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin.. Yapabildikleri ile, yapamadıkları ile.. O sizin bir parçanız..

Beyinler arası bir iletişim var, artık bilimsel olarak da kabul edilmiş.. 

Hani hep deriz ya, ya bu kızla aynı ortamda olunca bir kötü oluyorum, ruhum daralıyor.. Veya yaa bu kız bana iyi geliyor tazeleniyorum resmen.. Bu bir gerçek..

İnsan beyni, etrafındaki diğer beyinleri algılıyor.. Ne hissettiklerini hissediyor.. Çocuklarda daha da fazla hem de..

Siz içinizde kaygı ve üzüntü taşıdığınız zaman, çocuğunuz da bunu hissediyor ve " bende bir sorun var, benim neyim var, hayati bir durum mu var.." vs.. Hissediyor.. bu da beynini de bedenini de ruhunu da olumsuz etkiliyor...

Siz sevindiğiniz zaman da çocuğunuz bunu hissediyor.. Siz mutlu olduğunuz, kendinizden ve çocuğunuzdan memnun olduğunuz zaman çocuğunuz da kabullenildiğini ve sevildiğini hissediyor.. Bu kime iyi gelmez ki.. Kanser bile iyi bir moral ile yenilebilen bir hastalıksa gerisini varın siz düşünün..

Sevgi ile engelleri aşan çocuklar aslında bir mucize değil belki de...

* Esnek hedefler

Elbette ki ulaşılması gereken nihai hedefimiz "bize muhtaç olmadan yaşayabilsin".. Bunun için yürüsün , konuşsun, az çok eli iş tutsun...

Ama henüz emeklemeyen bir çocuktan yürümesini beklemeyin.. Henüz "aaa,eee" seslerinden öteye geçemeyen bir çocuktan "anne seni seviyorum " diye kelimelere dökmesini beklemeyin..

Hiç bir şey bir anda olmaz..

Bu hedefler hep dursun bir yerde, ama gerektiği yerde geri adım atmayı, gerekirse değişiklik yapmayı da becerebilmek gerek..

Örneğin, elinden tuttunuz yürüyor yavrunuz, e hadi artık yürü kendin deyip bıraktınız ve dengesini kayıp etti.. Yılmak yok.. Demek ki daha vakti var.. Eliyle kocaman kavrayarak tutmak yerine 2-3 parmak tutun mesela.. Veya yeleğinden tutun.. Ona zaman verin...

Yaaanii Anat Baniel öyle diyor.. Ben değil :)

Öyle işte..

Hele bu okuduğunuz iki yazıyı~ altı esası sindirin siz, yeni yazı ve kalan esaslar da en kısa zamanda inşallah 😉

Sevgiyle...

Yazının devamı için haydi buyrun bakalım :)